19 Kasım 2015 Perşembe

ZERO. Geleceğe Geri Sayım - 2 Eylül 2015 / 10 Ocak 2016 - S.Ü. Sakıp Sabancı Müzesi



    II. Dünya Savaşı sonrasında gelen yıkıma ve olumsuzluğu bir cevap olarak 1957'de Düsseldorf'ta doğan Zero'nun bir akım olarak nasıl ortaya çıktığı ve sanatçılarının kimler olduğu konusu “Zero. Geleceğe Geri Sayım” isimli sergisi ile günümüz izleyicisinin beğenisine sunulmakta. Sergide Zero’nun kurucu sanatçıları Heinz Mack, Otto Piene ve Günther Uecker’in eserlerinin yanı sıra onların ilham aldıkları sanatçı dostları Piero Manzoni, Lucio Fontana ve Yves Klein’in eserleri de yer almaktadır. Zero ortaya ilk çıktığı dönemlerde çok etkili bir sanatçı duruşu ve fikir olarak kabul görmüştür fakat o tarihlerden günümüze kadar geçen yıllar içerisinde bu akım dışında ortaya çıkan birçok akım ve sayısız sanat eseri üretimine tanık olan günümüz insanında şu an aynı etkiyi uyandırması beklenilmemeli. 
    Ziyaretçileri Müzenin bahçesine yerleştirilen dokuz adet keskin hatları bulunan uzun dikdörtgen formda sütundan oluşturulmuş 24 karat altın varaklı 85.000 adet mozaiklerle bezeli Heinz Mack’ın “Dokuz Sütun Üzerindeki Gökyüzü”  isimli eseri karşılamaktadır. Yüzeyinin parlak oluşundan dolayı üzerine gelen güneş ışınlarını altın varak sayesinde altın sarısı renginde çevresine yansıtmakta ve gün içerisinde güneşin hareketi ile birlikte hareket eden bu yansımalar ziyaretçileri serginin geri kalan diğer eserleri görmeye davet etmektedir. Müze içerisindeki galerilerde sergiyi gezen ziyaretçiler sergi süresince "Bir akımın ortaya çıkışında ilk olarak hangi eserler üretilmiş? Sanatçıları nasıl bir duruş sergilemiş?" gibi soruların cevabını bulabilmektedir. Eserler ilk üretildikleri anın havasını üzerlerinde halen taşımakta fakat ilk sergilendikleri mekânla özdeşleştiği düşünüldüğünde algı açısından zaman&mekân eksikliği fark edilmektedir. Genel olarak ışık ve doku etkisi bulunan eserler sanatçıları tarafından sergilenmeye hazır bir şekilde üretildiği için sergileme esnasında ek bir aygıta ihtiyaç duyulmamış, oldukları gibi sergilenmişler. Çerçevelenerek sergiye sunulan eserler duvarlara asılmış (Lucio Fontana'nın kağıt üzeri kesikleri vb), orta mekanda sergilenmesi planlanan üç boyutlu eserlerin bazıları tavana asılı bir vaziyette (Günther Uecker'in Işık yağmuru), bazıları zeminde (Heinz Mack'ın Işık stelleri) ve enstalasyon türü eserler ise Zero Vakfı Kurucu Yöneticisi küratör Mattijs Visse gözetiminde tekrar yorumlanarak sergiye sunulmuştur (Yves Klein'in mavi pigment kullandığı eseri). Eserler gün ışığı rengindeki aydınlatma elemanları ile aydınlatılmış, duvarlara asılan eserler ziyaretçilerin rahat bir şekilde eser incelemelerine imkân vermekte ve aydınlatması da ziyaretçilerin gözlerini rahatsız etmeyecek açıyla eserlere yönlendirilmiştir. Üç boyutlu eserlerin aydınlatılması tek bir yönden yapılarak eserlerin iç ve dış formları tam anlamıyla ziyaretçilere algılatılmaktadır. Eserlerinde ışığı konu edinen sanatçıların ürettikleri ve genellikle birbirlerinin benzerleri olarak algılanan eserlerin aralarına belli bir düzen ve sıralama gözetilerek yerleştirilen renkli eserler ve etkileşimli eserler ise ziyaretçilerin üzerindeki sıkıcı etkiyi bir nebze olsa da gidermekte, sergi gezilerini keyifli bir hale getirmektedir.


Hiç yorum yok: